24 Mart 2012 Cumartesi

Canım Ağaç :)

calf - 2012
Perdenin ardından hadi artık bahar geldi diye seslenen gün ışığı ve pırıltılı güneş :)
Baharın müjdesi kuş sesleri eşliğinde uzayan günler; kısalan uykularım... 
Kış uykusundan uyanan sokaklar; 
ve gardroplardan özenle seçilen pembelerle, sarılarla, turuncularla bezeniyor tenler... 
Doğanın üzerindeki donuk örtüyü özenle sıyıran güneş... 
Bir o yana bir bu yana savrulmaktan bitap düşmüş dallarını onarma çabasındaki ağaçlar.

Bugün günlerden mutluluk... 

Bir yıldır benimle olan arokaryamız, nam-ı diğer Calf :) bana harika bir hediye verdi baharın başlangıcı ile birlikte... Calf, açık yeşil bebek dallarını tüm güzelliği ile sergiliyor bu günlerde ve ben de her sabah koşarak yanına gidiyorum, yaşamın sunduğu mucizenin hiç bir anını kaçırmamak için... 

Tıpkı sarıldığım diğer ağaçlar gibi Calf'da benim sırdaşım, arkadaşım, sonsuzluğum... Evet, sarılıyorum ben ağaçlara, şaşkın bakışlara aldırmadan, yüzümde kocaman bir gülümseme eşliğinde... Bir de konuşuyorum onlarla, dileklerimi sıralıyorum peşpeşe... ama canlarını acıtmıyorum... şükrediyorum onları tanıdığım ve bana ilham verdikleri için... 

Ben onlara sarıldıkça onlar da içten içe sesleniyorlar sanki... nasıl en sert rüzgarda bile görkemli görünebildiklerini paylaşıyorlar... dallarındaki süsleri kaybetmelerine rağmen; asil duruşlarını nasıl koruduklarını ve sabırlı olmanın ne büyük bir erdem olduğunu fısıldıyorlar varlığıma... köklerinden gelen varolma hissi ve yaşama sevinci ile  üzerlerinde tonlarca kar varken dahi göğe uzanabilmenin tarifsiz hissini paylaşıyorlar... 

Biricik calf'ım... can adanadaki portakal ağacım... eymirde bugün kucakladığım görkemli çam ağacı... fatsada babamın diktiği meyve ağaçları... yeni yıl haftası dışında evin içine almadığımız ailemizin yeni yıl ağacı... bled'de kovuğuna sığdığım sırdaşım... viyana'da kıyısına oturup, özlemimi kana kana paylaştığım sığınağım... 

Bir an, bir zaman... kocaman gülümseyin, kollarınızı iki yana açın ve yolunuza çıkan bir ağaca sarılın ve kutlayın baharın gelişini :)


Sevgiler,
Burçak


5 Mart 2012 Pazartesi

Biricik'lik...

LLADRO
Kollarımı iki yana açtım ve "biriciğim" diyerek kocaman sarıldım kendime ve teşekkür ettim, biricik olduğumu hatırlatan her imgeye, hayatıma dokunmasına izin verdiğim; izin vermesem de kapıları zorlayan her biriciğe...

Biricik'liğe dair kelimelerime göz ucuyla yakaladığım küçük Lladro'lar dokundu...

Annem'den öğrendim Lladro'nun (http://www.lladro.com/), el yapımı porselen anlamına geldiğini... bense sonradan keşfettim ki Lladro porselenleri dile getiren mucize eller; saflık ve tek'lik demekti... Kucağında bebeğini tüm samimiyetiyle saran bir kadın ve erkeği dile getiren iki küçük hediye kondu gözbebeğime... ve dedi ki sadece var olduğun için biriciksin...

Henüz dört yaşının başlarında minik bir kalp... prenses elbisesini giymiş beni karşılamak için... her çocuk gibi o da taşıyor üzerinde cennet kokusunu... adı Lydia... minik kollarıyla sarıldığında, yatmadan önce ben ona masal okurken uyuduğunda, binbir türlü haylazlık yaptıktan sonra affedilmek için kocaman gözlerini üzerime diktiğinde, içimdeki sonsuza seslendi ve dedi ki sen de en az benim kadar biriciksin...

Bambaşka bir anı daha var hafızamda... Geçtiğimiz yıl İstanbul'da insan varlığımın en derinine dokunan bir sergide buldum kendimi can dostum Burcu'mla... Serginin adı "Body Worlds"... İnsan olarak dünyaya gelme hazırlığımızın en başından en sonuna... Bedenimizin ufacık parçalarından, en korunmasız haline dair izler vardı sergi'de... Her birimizin küçük birer mucize olduğumuzun en güzel kanıtlarındandı... Kalbinize kötü davranırsanız ne olur, iyi davranırsanız ne olur sorusuna benzer, pek çok bilinmezi kendi kendi gözlerinizle görebileceğiniz bir belgeseldi... 

LLADRO
Gazetedeki manşetler meydan okuyordu, bedenin yolculuğunda onu neler beklediğini görmek isteyen meraklı gözlere... Oysa ki, biraz içe dönmek, biricik'liğimizi deneyimlemek gibiydi Body Worlds'de yolculuk...  (http://www.bodyworlds.com)

Avucunuzun içine bakın... ya da doğduğunuz an'da gökyüzünün sizi karşılamak için, nasıl hazırolda durduğuna... ve hissedin... biriciksiniz... en az hayatınıza dokunan diğer biricikler kadar... sadece var olduğunuz için...

Sevgiyle,
Burçak


Tarihlerin de bir önemi yok aslında zamanın da…  Evvel zaman içinde kalbur saman içinde insanlar öncelikle duvarlara yazarak kendilerini anl...