Güneşli bir Ankara sabahı...
Koşar adım girdim mağazanın içine iki lastik toka almak için... bir kaç pembe varmış üzerinde renkli boncukları olan... o sırada yanımda belirdi Abdurrahim, ışıltılı gözleri kucağına sığmayan peçete poşetleri ile... Avucundaki tüm kuruşları bıraktı sonra...
Git dedim al ne istersen... kendine çikolata ne istersen... yarı mahçup yarı umutlu baktı yüzüme; sonra koşturdu biraz marketin içinde ve yanıma geldi...
gözlerimin en içine bakıp sordu
"abla kardeşime bez alabilir miyim?"
Söz bitti... an dondu... insanlığın ayıbı asılı kaldı...
Burçak
Koşar adım girdim mağazanın içine iki lastik toka almak için... bir kaç pembe varmış üzerinde renkli boncukları olan... o sırada yanımda belirdi Abdurrahim, ışıltılı gözleri kucağına sığmayan peçete poşetleri ile... Avucundaki tüm kuruşları bıraktı sonra...
Git dedim al ne istersen... kendine çikolata ne istersen... yarı mahçup yarı umutlu baktı yüzüme; sonra koşturdu biraz marketin içinde ve yanıma geldi...
gözlerimin en içine bakıp sordu
"abla kardeşime bez alabilir miyim?"
Söz bitti... an dondu... insanlığın ayıbı asılı kaldı...
Burçak