28 Aralık 2013 Cumartesi

kocaman ayakların bilgeliği

Kocaman ayakların bilgeliği...

Dünyaya yeni gelen kocaman ayaklı bu minik bilgenin adı Maya... Hayata gözlerini açar açmaz ailesinin yolculuğuna dahil oluyor; bir sağa bir sola rastgele attığı adımları ile. Yaşamına ve yolculuğuna dair herşeyi ona anlatmak için aile büyükleri hazırolda bekliyorlar. İlk olarak onun doğumunu kutluyor ve ardından tanışmak için uzun burunları ile kokluyorlar Maya'yı. Onun için dünyadaki en güvenli yer annesinin tonlarca ağırlığındaki bedeninin altı... Ne de olsa iki sene boyunca annesi besleyecek onu sütüyle, sevgiyle... Aile ise güven, emniyet ve kuvvet ile tanımlanıyor; anlamına geliyor içgüdüsel olarak...
Sürekli bir yolculuk halinde Maya, ailesi ile birlikte... Kendi aralarında çok değişik frekansta çıkardıkları seslerle haberleşiyorlar... Yolculuklarındaki arkadaşları maymunlar yoldaki palmiyelerden birşeyler atıştırmak isterlerse onlara yardımcı olyor :) Maymunlar, Maya'nın ailesinin uzanamayacağı dallardaki yiyecekleri alıyorlar, Maya'nın ailesi ise güçlü ayakları ile onları kırıyor ve karınlar böylece doyuyor :) Mayıs ayında, bahar şenliği niyetine bütün aileler ırmakta bir araya geliyorlar ve Maya ilk kez orada arkadaşları ile tanışıyor... Uzun süredir görüşmemiş anneler ise yeniden karşılaşmanın keyfini çıkarıyorlar... ve büyüklerin çağrısı ile yeni bir yolculuk daha başlıyor... Maya telaşlı adımlarla ailesinin yanına gidiyor...

Doğanın karşısında ağırbaşlı olmanın bilgeliği var kocaman ayaklı minik Maya'nın hamurunda...

Yolun açık olsun miniğim... bilgelik dolu ışığın için sana teşekkür ederim...

ışık ve aşkla...

burçak




22 Aralık 2013 Pazar

kıvılcım...

En uzun karanlığın onurlandırıldığı ekinoks...
Karanlığın alışılageldiğinden daha uzun süreceğini koşulsuz sevgi ile kabul etmiş olmanın verdiği huzur... 
Eskimeye yüz tutmuş yıl'ın son dolunayı ve muhteşem bir değişim dönemi... 
Etrafımızdaki yanar dönerli ışıkların kalbimizde yarattığı coşku ve yeniye duyulan özlem... 
Nasıl bir kız çocuğu olduğunuzu anımsayarak kendinizi, kendinizi sevmeye açtığınız o kutsal an...
Yaşamınızdaki en çok sevdiğiniz insana duyduğunuz hisleri, kalbinizin ortasına yerleştirerek nefesinizle büyütürken akan şifa gözyaşları...
Hiç tanımadığınız birine sarılmanın verdiği muhteşem his... 
Geçmişe dair iyi ki gerçekleşmeyen dilekleriniz...
Öz'den öz'e seslendiğinizde bedeninizin titreşimine şaşkın şaşkın bakakalmanız...
Bir kitap sayfası araladığınızda karşınıza çıkan küçücük bir hikaye...
Küçük mutluluklarınız... muhteşem dostlarınız... koskocaman aileniz... 
İçinizdeki çocukla kurduğunuz bağlantı ve ardından gelen kaçınılmaz mutluluğunuz...
Zamanın kavramını yitirmeniz ve başbaşa kaldığınız yaratıcılığınız...
Yunus sürülerinin coşkusuna benzer halleriniz...

ya da koşulsuz sevgiyle sizi tanıştıracak; sizi koşulsuz sevgiye taşıyacak o küçücük kıvılcım her ne ise... dilerim kesişsin yollarınız... 

ışıkla... aşkla...
burçak 





10 Aralık 2013 Salı

kırmızı pelerin...

Annem incecik bir pelerinle geçirmiş tüm hamileliğini Sivas'ın dondurucu soğuğunda. Sokağın karşısındaki hastaneye yolcu ederken babamı, pencereden el sallamak için perdeyi araladığında birbirlerini buz tutmuş camın ardından göremezlermiş. Evcilik oyunlarının en güzel anıları dostları ile geçirdikleri kendi halinde sofralarmış. Kadınlar kendi aralarında kahvelerini içerken, doktor olmak yolundaki iki asistan sokaktan geçen limoncunun cebindeki paralara pek özenirlermiş. Hafta sonları biri üç kişilik, diğeri ise üç kişi olma yolundaki iki kendince kocaman aile sarı bir vosvos'a binerek kendilerine piknik alanları yaratırlarmış. O dönemde tamamen süpriz olan doğumda "kız" çocukları olmuş bizimkilerin... Fatsa'dan kocaman bir aile kendini yollara atmış ve Rahmetli dayım hastanenin kapısında kendini içeri almayan görevlilere olanca sesiyle bağırıyormuş "çekilin ben dayıyım :)"... Doğduğumda, bebekliğimin teyzesi, Cevhere Teyzem çok dua etmiş, bahtı açık olsun diye... Hala durur düşünürüm zaman zaman ve ilk duanın huzurunu hissederim hücrelerimin en derininde... Ardından benden bir kaç yaş büyük iki arkadaşım oluvermiş kendiliğinden. Elvan ve Özgür. Her ikisinin de babası göz doktoru olduğu için benim zavallı fatoş bebeğimin sürekli gözünü ameliyat ettiğini anlatır bizimkiler ve güleriz... Gerçi bu konuda annemin hatasının pek telafisi yok... Eskidiği için attı Fatoş Bebeğimi, annem çok çirkindi diyor ama bence çok güzeldi. Tek gözü yoktu ama olsundu :))
Ömer amcam şimdi dede oldu... Cevhere teyzem ise babaanne... Esvan muhteşem fotoğraflar yakalıyor gönül gözü ile... onların uğurları bir ömür üzerimde ve benimle... sanırım bir kaç aileye ait hissetmesi mümkün insanın... benim bir kaç tane var... iyi ki...
Sizleri çok özledim ve seviyorum...
Sevgi ve ışıkla...
burcakınız...

8 Aralık 2013 Pazar

deneme II

Güneş, ince tül perdeden süzülerek yüzüne yansıdı. Günün ilk ışığı ile kalkmak istemese de, uyuyamazdı işte bir kez uyandıktan sonra. Başucu kitaplarından birini eline almayı düşündü ve doğrulttu biraz kendini yatakta. Ne de olsa bir hafta süre ile işe gitmeyecekti. Kendine böyle bir hediye vermişti yeni yıl yaklaşırken. Amacı sadece kendine biraz zaman ayırmak ve dışardaki renkli, cıvıl cıvıl caddelerin kırmızı, beyaz coşkusunu yaşayabilmekti.
Türkiye’ye geleli henüz üç ay olmuştu ve uzakta geçen yıllarda farklı farklı şehirlerde yaşamıştı yeni yıl coşkusunu. Bu sefer de tanıdığı, küçüklüğünden yadigar sokaklarda olmak istedi, biraz olsun merkezini bulmak için.
Yatakta eline aldığı kitabın sayfalarını rastgele açarken dışarıdan gelen martıların sesi bugünün diğer günlerden farklı olduğunu kulağına fısıldar gibiydi...

***
Bazen hayatımızda bir günü diğerinden farklı kılan anlar, sesler, yüzler vardır... sizin için her ne ise onu koyarak devam edin hikayenize... bir dilek tutun ve dileğinizi teslim edin...

her birimizin, bir günü diğerinden farklı kılacak hikayesinin kahramanları, bir diğerininkinden farklı...

derin bir nefes alın ve yazın kendi payınıza düşeni...

ışıkla...

burcak

6 Aralık 2013 Cuma

Let go...

Let Go... Let GOD !!!

Hayatın en doğal haliyle akmasına izin veriyorum, nefesim gibi... Düşüncelerimi dalgaların ahengiyle aynı kıyıda buluşturuyorum... Korkularımı değil mucizelerimi yaratıyorum, kendimi akan nehrin sularına özgürce bırakarak... İzin veriyorum... tutunduğum her ne varsa teslim ederek... bereketi yaratıyorum ve de koşulsuz sevgiyi... gözlerimi kapatıp sarmalıyorum kendimi çocukların neşeli sesleriyle ve öğreniyorum onlardan yaşamı, her gün yeniden doğmanın muhteşemliğini, oyun oynamayı... ve ben akışta kalmayı seçiyorum, şimdi...

Ve öyle de oldu...

Sevgi, aşk ve ışıkla...
Burcak

31 Ekim 2013 Perşembe

1.11...

1.11.2013 hoş gelmiş :)) her ne ise aklınıza gelen gerçekleştiğini imgeleyerek gülümseyin ve şükredin... nasıl olacağını bırakın ilahi olan sizin için, bir'in ve bütünün hayrına olacak şekilde sunsun önünüze... istemedikleriniz ya da korkularınız yerine her ne istiyorsanız ona odaklanın... AŞK, ŞİFA, BEREKET, YÜREĞİNİZDEKİ İŞ... her ne ise... 

"Canının canıma ekli olduğu ailem, dostlarım, teyzelerinin aşkları ve varlığıma ışığını katan herkes için hazırladığım yeşillikler içinde bir kır evinin bahçesinde harika bir kahvaltı sofrasındayım, çocukların sevinç çığlıklarını duyuyorum doğanın fısıltısının yanı sıra... masanın etrafında AŞKI, ŞİFAYI, BEREKETİ, YAŞAM AMACIMIZI DESTEKLEYEN HER ADIMIMIZI onurlandırıyor ve kutluyoruz içimize sığmayan bir coşku ile... Masanın etrafındaki herkesin yüzünde şükretmenin ve teşekkür etmenin, tam ve bütün olmanın muhteşem rahatlığı var..." ve de öyle oldu... 

Sevgi & Işıkla
Burçak

16 Eylül 2013 Pazartesi

hepsi aşktan...


notebook that makes your wishes come true... günaydın...  ister adına melekler deyin, isterseniz 6.his, ister uzaktan yabancı yabancı bakın ya da gülüp geçin, dilerseniz de çocuksu bulun dilekler sıralamayı ardı ardına... sabahın ilk ışıklarını karşıladığınızda içinizde oluşan his, bir bebeğe baktığınızda içinizde oluşan engelleyemediğiniz mutluluk, yunus sürülerinin süpriziyle yaşadığınız coşku, uzun bir antreman sonrası kana kana su içtiğiniz an, kahkahalarınızdan dökülen gözyaşı, sevgilinin teninin kokusunu varlığınızda hissettiğinizdeki huzur... hepsi "aşk'tan" ;hepsi "öz'den" hepsi içinizde sizden "içeri" olan parçanızdan... koskocaman gülümsedim güzel gün sana, her gün gibi :)))
sevgi & aşkla...
burcak

29 Ağustos 2013 Perşembe

huzur

bahçesindeki hanımeli kokusu tüm sokağı saran, sarmaşık pembe güllerle mahalleyi süsleyen, sabah yürüyüşümün en güzel günaydınını söylerek "işlerin kolayca bitsin güzel kızım" kelimeleriyle beni işe uğurlayan adını bile bilmediğim ama bana hanımeli, sardunya kökü veren canım anane :) sokağı süpürüyor ❤ böyle huzurlu bir günaydın sizlere de ❤
Sevgi, ışık ve aşk'la...
Burcak


27 Ağustos 2013 Salı

Eylul...

❤ sonbahara adım adım...
 En sevdiğim mevsim, sonbaharın nazlı kızı eylül, ağaçların güzel yapraklarına vedasını şölene dönüştüren rüzgarıyla, doğanın renkahenk hallerini yaratmak için kapıda... 
yaşamın, mevsimin döngüsünde, varlığını yeryüzünün merkezine köklendiren, ve aynı zamanda gökyüzüne uzayan bilgelikle ağaçlar, içimizdeki biz'e seslenme hazırlığında... 
Bu ilahi zamanda herkesin payına düşen ortak ders "içimizi titreten bir rüzgar eşliğinde arınmak" belki de... şifa & aşk olsun... 
Burcak 

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Cesaret Nefesi

Cesaret nefesi :)) 

şimdi o da ne diye düşünebilirsiniz ben de ilk aklıma geldiğinde kendime şaşırmadım değil.... Cesaret nefesi tıpkı yemek tariflerindeki eşsiz tatların ve hiç beklemediğimiz ufak dokunuşların birbiriyle kusursuz uyumu gibi bir'şey :)) günün herhangi bir saatinde güzel bir nefesle dolduruyorsunuz tüm bedeninizi, bu nefesten rica ediyorsunuz, size cesaret vermesini, atmak istediğiniz ve içinizde bildiğiniz adım, adımlarla ilgili... 

belki bu adım aşk'la aşka doğru
belki değişikliği kucaklamak için atıyorsunuz o adımı...
belki "Şems'in lafı geliyor aklınıza ve diyorsunuz ki "nereden biliyorum ki hayatımın altının üstünden daha iyi olmadığını" :))
belki o adımla ürkek bir kedi gibi, usulca terk ediyorsunuz bildiğiniz sokakları...
belki de kavuşmanın heyecanıyla adımlarınızın farkında bile değilsiniz :))) 

"cesaret nefesi adı :))" 

Sevgi & Işıkla,

Burçak

27 Şubat 2013 Çarşamba

ilk



"günaydın" demekten aciz, telefonla konuşmayı beceremeyen, "nasılsın" kelimesini uzun bulan, gülümsemeyi unutmuş tarafımı affederek, su gibi bir nefesle karşıma çıkan bu insanlarla aramdaki tüm bağları kesiyor, onlara yaşamımda bana öğrettikleri için teşekkür ediyor... ve yoluma devam ediyorum....
"ışığımı, enerjimi yükselten ve yaşam amacımı gerçekleştirmem için bana destek olan kişileri hayatıma katıyorum" ve de öyle oldu :))
herkes için şifa ve ışık olsun....



sevgili "anne" olan arkadaşlarım, anne olmaya hazırlanan dostlarım, biriciklerini hayata hazırlayan kıymetlilerim... Çocukların hayal gücü & duru görüsü o kadar kıymetli bir değer ki... "olmaz öyle şey" diyerek bu yetilerini yitirmelerine katkı sağlamayın... Çocukların kahkahaları ve getirdikleri sevgi ve ışıkla evrenin sonsuz kaynağıyla bağlantımız daha da güçlensin... ve de öyle oldu...





yeni yılın ardından gelen, sevgililer günü kırmızılarla karşılanıyor mu? ... kollektif bilincin ennnn güzellerinden sevgililer günü :))

sevgi & ışık olsun... sizi huzursuz eden iç sesinizi susturduktan sonra, geriye meleklerin fısıltıları kalır... aşk'la dinleyin, bugün çokkk sevin, çookkk affedin, bırakın içinizdeki "aşk" tüm varlığınızı sarsın... belki ruh eşiniz geride kalmıştır... ve ruh ikiziniz bir adım ötededir... sorun meleklere yanıtı gelecektir... aşk'ı bir nefesle toplayın bedeninizde ve bırakın aksın...

ve de öyle oldu...
sevgi & aşk & ışıkla...



Meleklerle Yasamak (http://meleklerleyasamak.com/) genisletilmis baski syf 90... Basmelek Uriel'den "yüreğinizdeki ışığı sevgi ile büyütün, bırakın önce kendi dunyanizi aydinlatsin... Sonra etrafinizdaki herkesi ve herseyi... Birakin gercek siz her yere isik versin..." ve de öyle oldu... Yolumuza & problemlerimize ışık tutuyormuş Basmelek Uriel... Şifa olsun...

sevgi ve ışıkla kalemim dile geldikçe...
burçak


30 Ocak 2013 Çarşamba

41 gün... 21 nefes...


Sevgili 21.12.2012 sonrası evren... dünya...varoluş... yeni enerji alanına hoş geldin... saat 11:11...

ve ben var oluş nedenimi bilmeyi, bir ışık elçisi olarak görevimi yerine getirmeyi, içimdeki meşaleyi yakmayı, yaratıcılığımı kullanmayı, daha özgür olmayı, meleklerin seslerine kulak vermeyi, ego'nun renk körlüğü yaratan örtüsünü yaşamından kaldırmayı, tüm varoluş zamanlarının öncesi ve sonrasında ettiğim yeminlerin hepsini iptal etmeyi, bolca bereketi, mutluluğu, bütünlüğü, melekler ve içimdeki ben'le sonsuza dek daha çok bağlantıyı, hoşgörüyü, aşkı, varlığımın değerini bilmeyi, varlığımın sebebini çözmeyi, hayatın akışına doğru ilerlemeyi, yeninin enerjisiyle sarmalanmayı, affedip serbest bırakmayı, hayat, evren, varoluş çemberinde varlığımın en başından bu yana geçirdiği yolculukları çözümlemeyi... Şems'in, Kimya Hatun'un, Yunus Emre'nin, yaktıkları ışıkla anlamlanan dizeleri öğretmen olarak kullanmayı, sevgiyle huzurlu enerji alanları yaratabilmeyi ve bu alanları genişletmeyi seçiyorum... yeni yaşın kutlu & ışıklı olsun... ve de öyle oldu...

burçak

Tarihlerin de bir önemi yok aslında zamanın da…  Evvel zaman içinde kalbur saman içinde insanlar öncelikle duvarlara yazarak kendilerini anl...