26 Aralık 2017 Salı

Hani böyle "mor inek düşünme" gibi bir durum...
Ya da hani oynanırdı ya eskiden; sakın bunu açma diye de ilk elini atıverirdin...
Belki de bir söz söylenir ya "bakmadığın yere aslında daha çok baktığına emin olabilirsin"
Kendi kendini sobelemek gibi aslında biraz; belki de bir hayli
Başını, gönlünü, kalbini ters ters çevirdiğinde aslında tam da o ters yöne kaymama çabası beraberinde gelmez mi?
Yarattığımız ilüzyonun içinden bakarken tersler düz; düzler ters - miş ve -muş oyunu oynarken hissiyatlar nasıl?
Sevgi maskesindeki nefret; aşk maskesindeki korku ve sevilme ihtiyacı içimizdeki öz'e kök söktürmeye and içmiş emir eri neden beslenir?

Tüm bu sorular içinde dolanıyorum... Bakakaldım kendi yarattığım ilüzyona, tüm çıplaklığı ile çıkmış karşıma; rahat koltuğuna oturmuş evimin içinde dolanıyor rahat rahat...

Bir hali var ilk sobelendiği onu da paylaşayım yeri gelmişken;

Dünyanın pek çok yerine yolum düştüğünden olacak ki alışkınım; korkmak bahse konu değil uçaktan. Hatta korkanlara da anlam vermek de olasılık dahilinde yok. Ve günlerden bir gün yine bir yerden bir yere gidiyorum... hafif sallandık; orta koltuktayım ve sağ tarafımda bir arkadaşım. O ufak ve belki de önemsiz sallantıda; ruhum yerinden oynadı... midem, başım, kalbim... kendini nereye koyacaklarını bilemediler. Kireç beyazına dönmüş yüzüm, öyle söyledi arkadaşım... Etrafıma baktım, gözümün gördüğü kadar olan yerdeki herkes huzurlu, keyfinde. Bazıları çayını yudumluyor, hostesler de servis yaparken... Benim o andaki gerçekliğim ise korku filminden hallice; nefes alıp vermeye adadım kendimi ki çıkayım kendi yarattığım fırtınanın içinden... farkında değilim kendi yarattığımın da...

İçimdeki durgun duru ses diyor ki bak eğer olumsuz birşey olsa idi öncelikle hostesler tepki verirdi; hem olsa ne olacak... Ama evimdeki davetsiz misafir zıp zıp zıplıyor varlığımın içinde ve tadını çıkarıyor sanki... Nefes alıp vermeye devam ederken birden "ilüzyon" dediğimi duydum çok uzaktan... Bu benim kendi kendime yarattığım bir ilüzyondan başka birşey değil... ve sonra evimdeki misafir, misafirliğini ve yerini bildi epey mahçup... İlüzyon diye tekrarladım defalarca... ve minnet duydum o yolculuğa... çünkü gördüm ki yaşamımın pek çok anında yaratıyorum ve belki de yaratıyoruz kendi ilüzyonumuzu... sonra da kendi yarattığımız cenderenin içinde ta ki bir ses bir nefes kendimize ne olduğunu tam gerçekliği ile söyleyene dek...

Meğerse o uçuşta kanatta oturuyormuşuz;
Şu anda ise kendime şefkat göstererek daha ön sıralarda devam ediyorum yolculuklarıma; ilüzyonumu kapı dışarı etmedim ama onu şefkatle kabullenmeyi ve varlığının farkına varmayı seçtim...

Bahşedildiğince,

Aşkla, ışıkla,
Burçak




23 Aralık 2017 Cumartesi

kalbimden taşınca yaşam kelimelerim taşıyor parmak uçlarımdan...
yaşamın en hediye an'larından zamanların içinden geçerken tarifsiz hissiyatlarla sarmalandı tüm varlığım;
bu hissiyatların bir tarifi de yok...
bir tutam sessizlik
rüzgarın tellerin arasına dantel gibi ördüğü kar tanelerinin bütünlük ve güzelliği
dua ve bahşedene şükran hali...
"bir dua gibi yaşamak" der hocam Sevgili Pemaji #gulenaypema ; belki de böyle bir hissiyat...
aşkla, ışıkla,
burçak

https://www.youtube.com/watch?v=ieDq1gmOroI 
#melektozları 😇
veda zamanı yakın en sevdiğim kasım ve aralık aylarına  kasım ayı ile birlikte renkahenk kıyafetinin son demlerini geride bırakan doğa; aralık ayında ışık ışık süslenen şehirler; evler; dilekler; hediyeler; kalabalık sofralar; davetlere eş yıldız tozlarından örtüsünü bırakır ❄️ benim çam ağacım ise Kasım'ın en başında başlar yuvama mutluluğunu yansıtmaya; akşamları koşar adım gelip karşısına kurulmanın değeri paha biçilemez 💕 ne zaman ki yeni yılın ilk günü olur; ben yine bir sonraki Kasım'ı beklemeye koyulurum içten içe ❄️
Bu gece öyle güzel bir kış akşamı ki 💕 dışarda lapa lapa kar; çam ağaçlarının üzerlerindeki beyaz örtüyü taşırken dallarının aldığı haller; fonda güzel bir film; venedikteki kiliseden aldığım mum'un ışığı; damağımda ilk kez denediğim tiramisu tadı ☺️ ara ara seslenen dostlar; gecenin güzel hissiyatları ❄️
bazı akşamlar yeniköydeki evimde; ay ışığı yüzüme yansırdı ve hiçbir anını kaçırmamak için uyumazdım  şimdi penceremin kenarında kalbimde atan bu kış gecesinin de pırıltısını dolu dolu ve hiçbir anını kaçırmadan dondurmaya niyet ❄️🎄🎈
Çam ağacımı süsleyen güzel Çan güzel annemin ellerinden @neclacullu 🎈
#kalpbilir 🙏












bilenler bilir akşam keyfimi; bu sefer papatya çayı eşliğinde aslında bir süredir böyle... kendimle buluşma yolculuğunda barışmanın özgür hissiyatları ile dolu varlığım... barıştığım ise kendimden öte birşey değil...  aldığım her nefesi hisseder olmanın getirdiği teşekkür ile; destur diyebilmenin cesareti bir arada; dengede kendince... karşındakini nice bilirsin'e verilen cevap "kendince" ; pusula ruhumun anlamlandırma arayışına... hal böyle olunca hediyeler sıra sıra... adımın anlamıyla dolu dolu yaşamaya niyet; bahşedildiğince elbet... Ufacık da olsa dile gelmişken şu andaki tek gerçeğim, papatya çayımın güzel sıcacık tadı ve başucumdaki en sevdiğim çiçek negisin kokusu; iyi ki... ve elbette güzel porselenlerim anneciğimin ellerinden ✨
Aşkla, ışıkla,
Burçak 

Tarihlerin de bir önemi yok aslında zamanın da…  Evvel zaman içinde kalbur saman içinde insanlar öncelikle duvarlara yazarak kendilerini anl...