Çayyolu Rotary Kulübü ile bir buluşma anına dair notlar...
Konumuz Simya Mevsimi
Eğer birinin bir hedefi varsa bu hedefe gitmek için hayal
tarlarında şurası yani, bir fotoğraf bir resim bir yol bir güzergah
belirlediyse aslında o kadar da zor değil beklemek. Ben bir hikaye biliyorum
çok çok eskiden yıllar öncesinden bir düstur hikayesi bu aslında. Zamanı anlatan, sadakati anlatan, sabrın
ne olduğunu anlatan demlenmenin yani bir hikaye...
5
sene sustururlarmış ustalar çıraklarını. Bütün düşünceleri bütün sohbetleri
bütün var olanı dinledikten sonra tek bır soru hakları varmış. Neden diye
sormak o da... Ama neden diye sordukları zaman da meselenın tam da özüne dair
nedeni bulmaları gerekirmiş... Doğru yeri bulmayan da tekrar birinci derse
geri dönermiş. Sabır çok ustalaştırır insanı... (Şebnem Sönmez, Ala Portreler)
Simya... sabır gerektirir...
Simya; Ruhsal Gelişme, Dönüşüm Sanatı.
Aslında olmak
istediğin sen.
Ve olmak istediğin sana
doğru giden yoldaki dönüşümün adı
Simya. Yaşamda simyanı pek çok
farklı nedenle harekete geçirirsin. İstemli ya
da istemsiz olarak.
Ve bu geri dönüşü
olmayan bir
yoldur.
Farkındalık gibi. Farkındalığı geri
alamazsın. Hatta bir adım ileri
gidelim. Bir
olayı, bir kişiyi
hepsini zamanla unutabilirsin. Ancak
bir olayın ya
da bir kişinin sana
kendini nasıl
hissettirdiğini unutmak pek olası
değildir. Ancak zamanla olaya bakışın değişir. Sen başka bir sen
olursun. Bu değişimin de başrol oyuncusu içindeki sen;
yani Simya’ndır.
Simya’nın yani
dönüşümün
özünde, BÜTÜNLÜK, BÜTÜNSELLİK yer alır. Bütünsellik ise günümüzde
ZİHİN
- AKIL; RUH –
VARLIK ve BEDEN boyutlarında tanımlanır. Bu boyut bizim
içeride çalışan sistemimizdir.
İçeride çalışan sistemimizin en
öz’ünde Değerlerimiz vardır.
ADLER koçluk okulu’nun değerler tanımında en iç
üçgende;
Kişisel Bütünlük
Yaratıcılık ve
Özgünlük Yer
alır.
Değerleri çıkarmak için biz koçların kullandığı bir
yöntem Çocukluk Kahramanıdır. Benim
çocukluk kahramanım Klementine. Hatırlayanlarınız vardır
:)
Değerlerimizin farkında olmak bütünselliğimizi daha
da anlamlı kılar.
Kendi ruh, beden
ve zihnimizle bir
bütün olma yolculuğumuzda bir
öğretmenimiz vardır.
Kendi halinde ve döngüsündeki Doğa.
Doğa sürekli bize
kendisi ile
yaşam ile bütünleşmemizi hatırlatır. Sürekli bir
davet halindedir.
Yaşam döngümüzde,
tamamında;
Örneğin okula başlayıp tamamladığımızda
Anne olma yolculuğunda
Bir ilişkide
Hep döngüler vardır.
Bu döngüler içinde
farkındalıkla kalmayı öğretir bize
doğa. Aynı zamanda kendi Eril
ve Dişil döngülerimizi kabul
etmeyi de.
Doğanın bu
öğretisini,
çok
güçlü
bir
metafor
ile
yaşama
taşımak
mümkün.
Metafor deyince, örneğin KIYMIK benim iç sesimin adı. Eğer
siz de zihninizde susmayan o ses ile
baş etmek istiyorsanız. Size benden bir
tavsiye isim
verin ona J
Metaforumuza geri
dönelim… Benim deyimimle Simya Mevsimi
sonsuza kadar uzanır. Döngüler halinde. (Kaynak: Carol McCelland: The Seasons of
Change Spiral, The Transition Journey)
Önce Sonbahar:
Muhteşem güzel renklere bürür doğayı.
Bu sırada hummalı bir hazırlık içindedir. Kendine hizmet etmeyeni. BIRAKIR DOĞA. Tam da o an’da, tam da o saniye.
Bazen rüzgar
yardım eder
Bazen kendisi salınır
Bazen yaprak
kendisi ayrılır
Bazen yağmır
girer koluna ağacın
VE
HER BIR AĞAÇ kendi döngüsünde yaşar bu
bırakma anını.
(BENCE BIRAKMALISIN SESLERI YOKTUR)
Bazıları daha
aceleci, bazıları daha yavaş
KENDİ
SİMYASINA yani DÖNÜŞÜM HIZINA GÖRE
Yaşamın Hem bütününe hem de parçalarına bakarsak. Bizim
de Sonbaharımız hatta
sonbaharlarımız vardır.
Şehirleri geride
bırakırız
Bazen insanları
Bazen yeni
bir defter alırız
sayfaları BOŞ
Yaşamımıza hizmet
etmeyen HUYLARIMIZI bırakırız.
Görevlerimizi bırakırız.
Bu bırakma an’ında SİMYAmızın farkında olmak aslında önemli olan.
ŞU
ANDA DIŞSAL ve İÇSEL NEDENLERLE bir bırakma hali var
ve ben bu HAL ile uyum
halinde olmayı
seçiyorum. Bunu
demek de mümkün, direnmek de…
Ve
sonra KIŞ
Bana göre her kış sabahı
GÜN GÜZELİ
Kış olunca
doğa görünmez bir
KABULLENİŞE girer. Kış
3 bölümde aslında. İlk KIŞ’a hazırlık, KIŞ ve de sonrasında KIŞ’tan çıkışa hazırlık.
DOĞA uykuya dalar.
Daha yalnızlaşır belki
Tohumlar toprak
altında zamanı
bekler.
NADAS
Zamanı bir
nevi
Yer altındaki kaynaklar dolar.
BEKLER, Daha sessizdir. Daha
az hareketl.
VAR
OLANLA ve de BİLGELİKLE Hal halinde kalır.
İçine Bakar. Neler
oluyor orada?
Fırtına, Kış
Güneşi, Bir
tutam nergis. Ne düşerse payına o kadar.
KIŞ
KENDİNE GEL çağrısıdır bir
nevi. Ve Doğa bilir ki
HERŞEY GEÇER. Hiçbirşey KALICI Değildir. Ve Bilir
ki KIŞ’tan sonra
İlkbahar gelecek. Ve Bilir ki
NE EKERSE onu BİÇECEK.
Burada seçimler var yine
Simyamızın Yolunda
Ve denir ki
Seçimlerimizde ÖZGÜRÜZ ancak SONUÇLARINDAN SORUMLUYUZ
Kıştan bahara
geçişi müjdeleyen umut olur
ve sırasıyla Hava’ya; Su’ya ve de Toprağa düşer.
İlkbaharda doğada hummalı bir çalışma başlar. Uyanış
gibi. Daha hareketli. Günler uzar.
Ekim, dikim, yuvalar, fideler. Yeni
göç yolları.
Kış’ın hayalini kurduklarınızın, planladıklarınızın gerçeğe dönüşme zamanıdır İlkbahar.
Aylardır düşünülen, tasarlanan projenin yazılma ve teslim
zamanı gelir.
Mevsimlerce hayal
kurulmuştır ve sonra
bir sabah HOBİ KAFESİ gerçek olur.
EV hayali gerçek
olmuştur. Taşımacılar kapıdadır.
Geri çekilip yalnız
kaldığında Kadınını, Erkeğini ne kadar
özlediğini farketmişsindir. İçinde
aşk uyanır. Ve etrafı
ne yapsam ne yapsam
telaşı sarar.
Kış’ta varlık
durumun seslenmiştir. Şimdi
çalışma zamanıdır. Doğa yanında yoldaştır. Çocuklar için, yaşlılar için ve belki
de daha başka bir
sen olmak için,
dünyayı daha
güzel bir yer
yapmak için.
Derdin ne ise
onun için…
Ve sonra YAZ
Ve HOOOPPPPPP
Endüstri 4.0 alışkanlığı, yeniden SONBAHARA koşar
adım gideriz biz
Halbuki
bizi bekleyen neler var:
KUTLAMA
TAKTİR
GERİDE
KALAN RUHUMUZUN BEDENE YETİŞMESİ – ABORJİNLER
Ve de
SİMYA MEVSİMİMİZİ ONURLANDIRMA zamanı hepsi
var YAZDA.
Benim doğa
ile bütün olan
varlığıma karşı
sorumluluğum Yaz’I
yaşamak.
Dönem sonu
gelmiş, konferans, e dönem başkanıyım onu da atlattım konferans sonrası J
bir hediye bir
kutlama.
Projen en
iyi seçildiğinde içimde
dans eden kız
çocuğunu dinlemek mesela.
Kendi özüme
taktirler
Öğrenen zihniyet ile yaşamı
kucaklamak.
Rotary:
Fark Yaratır’a ; Rotary Hizmet Eder’in kattıklarını kutlayarak geçmek. Ve hakkını vermek
yaz’ın.
Sizlerle buluşmamızla
ilgili
Sirel Başkanım aradığında, pencereye doğru ayağa
kalktım ve dağların üzerine yağmur
inmişti. Yağmur
bulutları yaklaşıyordu bulunduğum pencereye doğru.
Bir süre sonra
dolu yağmaya başlamışken yaz’ın
ilk gününde yüzümün sağına güneş ışığı vurdu.
MEVSİMLERİN
EN ORTASINDA BULDUM KENDİMİ:
Üzerine gördüm
ki
siz
bu
seneyi
İnsanlığa
hizmet
ederek
geçirmişsiniz. Ve bana
sözcü olmak düştü.
Tevafuk: Anlamlı Tesadüf Demektir.
Yaşamda duymak
istediklerinizi kendimiz seçermişiz. Ve biz sözcü gelip sadece
ELÇİ olurmuş. Ben Simyasına, dönüşüm yoluluğuna ilham
verdiğiniz, umut
olduğunuz, el uzattığınız, her bir ÇOCUK, her bir KADIN, her bir GENÇ adına Sizleri bu masa etrafında toplayan “ORTAK DEĞERİNİZ İNSANA HİZMET” için gösterdiğiniz emeği
AYAKTA ALKIŞLAMAK ve de SİMYA MEVSİMLERİNİZİ AYAKTA ALKIŞLAMANIZI SÖYLEMEK İÇİN
GELDİM.
Saygı ve Sevgilerimle
Burçak