24 Temmuz 2025 Perşembe


Hadi bir hesap yapalım beraber. İster misiniz? 

Merak ediyorum... tıpkı yolunu kaybetmiş, ancak kaybolduğunun farkında olmayan bir çocuk gibi... 

Senden, sen çıkınca geriye ne kalır? 

Kendini hatırlamadığın, öz'de yaşamadığın; öz'ünü yansıtmadığın an'lar yinen ömrün takviminden düşer mi? Tam da o an'lar +'lara mı eklenir? 

Kendinle yolda karşılaştığın ve güzelliğine şaşırdığın karelerle hangi sıklıkla karşılaşıyorsun? 

Bir köşe başı konuşmasında, ayaklarda ıslak terlikler, üstünde çalakalem havlularla uluorta durup da; karşında sana bakan 4 pırıldayan kalp tarafından henüz daha yazmadığın kitabının sarılıp; sarmalanması hiç tesadüflere inanmadığın yaşamının tam olarak hangi baş köşesine oturur? 

Bu zamanlar çok tatlı, çok öz'de....

ve ben dönüş'ümde... 

Aşkla, ışıkla,

Burçak 

24 July 2025, Alanya

15 Eylül 2024 Pazar

 

Alignment... 

Uyumlanma & hizalanma anlamına geliyor...

Olan olduğu gibi akarken akışında sessizce ve farkındalıkla karşılama... 

İki kutup bir birine yaklaşırken her bir adımın haline uyum sağlama... 

Hayatta karşılaşılan renklerin tamamı ile bir olma... 

Rüzgarda tutunmama ve rüzgarın sesine kendini, tüm varlığını bırakma hali... 

İçindeki fırtına ile, içindeki durulukla işte tam da o yerde buluşma... 

Buluştuğun yerdeki aidiyet ve huzur... 

Bu aralar içimde yankılanıyor... alignment... bir'den bir'e ve bütüne... 

Çocukluğundan yaş aldığını farkettiğin ve zamanın hızlı aktığı zamanlara uzanan...

Bazen an'ın içinden doğan...

Alignment... uyumlanma... hizalanma... 

Şifası ile gelsin.

Sevgilerimle,

Burçak 

#eylul #bodrum2024



25 Temmuz 2021 Pazar


Tarihlerin de bir önemi yok aslında zamanın da… 

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde insanlar öncelikle duvarlara yazarak kendilerini anlatmaya ve de kendilerini ifade etmeye baş koymuşlar… Günler, aylar, yıllar aktıkça yeniliğe duyulan merakla birlikte kalemler, kağıtlar daha sonrasında da bilgisayarda; parmakların ezberindeki tuşlar çıkmış er meydanına. Maksat ifade etmekmiş kendini. 

Öyle bir yolculukmuş ki yazmak, bir başlayınca devamında nelerin geleceğini yazanın – kendince yazarın – kendisi bile bilmezmiş. İşte bu bilinmezlik içinden çıkarmış öyküler, hikayeler, romanlar… Aslında kelimenin dökülesi, ifade edilesi varmış da işte arada bir elçi gerekirmiş…   

Zamanlar öncesindeki inanışa göre… herkes aslında ne duymak istediğini kendisi seçermiş. İlahi olan da bunun için bir elçi gönderirmiş karşısına. O elçi anlatırmış da anlatırmış… bazen kendinden dem vururmuş, bazen asırlar öncesindeki hikayelerden, bazen de içine akan her ne bilgi ise işte tam oradan, tam şuradan…   

Maksat dokunabilmekmiş kalplere, açabilmekmiş… e tabi önce kendine ve sonrasında da tüm evrene…  Tüm bunlar anlatılırken bazı anlar seçiliverirmiş yaşamdan… 

Biri yaldızlı gökyüzünün görülebileceği karanlık bir geceden gelmiş mesela… Arılar için nöbet bekleyenler ortada belli belirsiz bir ışığın yanına semaveri koymuşlar ve hal böyle olunca dostlar sohbete çağırılmış. Etrafları karanlıktan gelen belli belirsiz hayvan seslerini yarıp geçen sesleri ile çevrilmiş gece kuşlarının. Çıtır çıtır eden dallar ise yaban domuzlarının izleriymiş. Gece başlayacak olan av’da her kim daha sabırlı ise o alırmış ödülünü... Sabır oyunu sessiz sedasız nefeslerini dahi zaman zaman tutan avcılarla, çalılıkların en derinine saklanıp saatlerce kıpırdamadan durmayı yaşamda kalmanın kuralı olarak öğrenmiş yaban domuzları arasında geçermiş... Gece olanlar, ertesi gün kasabanın fısıltı gazetesinde bolca konuşulurmuş... 

Seçilen anılar parmak uçlarında dökülürken, papatyanın beyaz yaprakları seçilir gibi, bir ak; bir kara oyununu oynarmış insanın aklı, yüreği ve tüm varoluşu… Geçmişten gelenler bazen tebessüm bırakırken tatlı tatlı; bazen kıymık gibi can acıtırmış…   

İşte evvel zaman içinde kalbur saman içinde neler neler olmuşmuş da neler neler olmaya da muktedirmiş…   

Bazıları kalemi ile dile gelirmiş, bazıları boş bir satıha çizdiği çiçeklerle, bazıları kendini doğanın kollarına bırakarak, bazıları yolda; bazırları ise türlü türlü kendince hallerle…    

Burçak   





10 Temmuz 2021 Cumartesi


Kendime Not   

Doğum denilen mucizenin içinden çıktığındaki hallerini milat almak da sana bağlı. Yer yüzü ile kavuşmadan önce kendi kontratının mucidi olduğuna inanmak da. Ben biraz kendi kendime konuşmak ve şu andaki Burçak'tan asırlar önceki hallerime, atalarımdan getirdiğim mirasın yansımalarına, sözleşmelerime, dünyadaki yolculuğumdaki ama renkahenk ama siyah beyaz sepet örgülerime bakmak istedim.   

Kendi kendine konuşana "deli" derlermiş. Ortalıkta bir delilik varsa işte tam da orada "özgürlük" vardır. Tam da bu nedenle kalemimden dökülen tüm kelimeler kendi kendime konuşma halleri; kendi kendime notlar.   

Bu yolculuğa çıkmama sebepleri sıralasam, şöyle hokkalı bir sofra ya da sessizliğin en derin halleri belki de yardımcı olabilir. Bu yolculuğa çıkma sebebim, öncelikle "e hadi yaz kızım" diyen Babam desem; katkısı olduğu kesin ama sebep mi? bilmem... Bir sabahın yine en köründe uyandığımda ya da kendime göre gecenin karanlığında, köşede duran çerçevenin içindeki çocukluktan kalma karenin aslında ta kendisi bu satırların ifade bulma haline sebep.   

Senelerce kendi çocukluk fotoğrafına "çirkin" olduğu inancıyla bakamayan görece "yetişkin" olan varlığının gözlerini içine açması. İçinde ne ise dışına onu aktarması. Kimse alınmasın yine, her şey benden bana not; kendi kendime konuşma hallerim. 

Kimseye bilmişlik taslamaya ne niyetim ne de isteğim var... Henüz kendimi keşfetme yolundayken; her bir nefesimde başka duyguları misafir ederken; hala şaşkınlık içindeyken, hala kendi içimden geçmemişken; hala başı sona bağlamamışken kime ne denir ki zaten... 

Hem, bir can her dem kendi yolunun yolcusu iken, eşsizliğinin hediyeleri ile dünyada; yaşamda salınırken, hem bir başkasının hikayesinin başrol oyuncusu sadece yine o bir başkasıyken lafı uzatmaya ne hacet...  

Dünya bir yanda dönerken, kendi içinde ve kendine doğru dönen dünyanın anlamı gibi soruların içinde döneleme halleri içinde yine döneyim bu satırların ifade bulma haline sebebe. Başında örgü bir bere, henüz yaşı ya var ya yok... annesinin eli başının üzerinde, alt dudağını sıkıştırmış üsttekine, karşısına konumlanmış deklanşöre şaşkınca bakmış. Yanaklar neredeyse arkadan görülecek kadar tombik, mekân ise piknik alanı gibi ve annesi belki de su içirme çabasında.   

Bu kare masamın muhtelif köşelerinde 2004 yılından bu yana benimle... hiç bu kadar çok da sohbette olmamıştık...   

25 Mayıs 2021 Salı

 

Gönlünüzde olan önünüze gelsin dilerim... Bir çocuğun saflığı, denizin masmavi, güneşin altınsarısı, gökkuşağının renk ahenk şifası, yaşamınıza aşkınız, huzur dört bir yanınızı sarsın. Tüm dualar birin ve bütünün en yüksek hayrına olacak şekilde ve zamanda yanıtlanır... Her ne ise aşk'a aşık eden sizi onunla buluşsun varlığınız... Kalpten edilen her dua çocuklarımıza, dostlara, ailemize, güzel ülkemize, doğaya, cennetteki canlarımıza yansısın... Varlığıma ışığı dokunan herkes iyi ki var... Pamuklara sardım sarmaladım hepsini... Teşekkür ederim...

10 Mayıs 2021 Pazartesi


 Etki ile Tepki arasındaki boşlukta yaşamlar kuruluyor & yaşamlar yıkılıyor 🕊

Kabul verme ile olana isyan arasında incecik bir kendinle & yaşamla barışma çizgisi yer alıyor 🕊
“Kendine rağmen” ifadesinin ardından gelen adımlar; bu zamana kadar her ne doğru geliyorsa onun tam da tersine doğru çalakalem bırakmak kendini, içinde öz’e yolculuğu barındırıyor 🕊 eşsiz, biricik ve sadece sana ait 🦋
bu kare geçen yaz ayından, su buzzzz içine girilmesi kabulü & cesareti gerektiriyor; biraz içinde kalınca ve bir nefes bir nefesle daha dolunca seni içine çekiyor; su’dan çıktığında ise üzerinde ipeğimsi bir hissiyat bırakıyor 🕊
bugün yeni bir dolunay
bugün 21 günlük başka bir sürece 2 gün kala telaşlı halimiz
bugün yaşamdaki dualiteye uzaktan; yakından bakma halleri 🕊
27 Nisan’a kuş sesleri ile G Ü N A Y D I N ☀️
guguklu saat görevim geliyor 8:15’miş ☺️ çünkü 😘🌱✨🦋🌱🧿🕊


 oğluş 🎣 oğluş 🧿

#rüzgarzaloğlu #badinteyzesi
🕊
bir varmış, bir yokmuş...
eski en eski zamanlarda bir kabiledeki inanışa göre; doğan tüm çocuklar, yetişkin olana kadar tüm kabileninmiş 🦋
hepsi eşitmiş
hepsi çok sevilirmiş
hepsini herkes korurmuş
dünya onların oyun alanıymış
hepsi koklanarak öpülürmüş
🕊
kumdan, taştan kaleleri
gökkuşağından hayalleri varmış
🕊
kalplerine özgürlük
ruhlarına biriciklikleri fısıldanmış
toprak ana’nın güneşten olma çocuklarına ☀️


 ellerin toprağa karışmasıyla hayatın, doğanın içinde kaybolmak 🌍


kendini alelade çıkmış çimlere, haftalar öncesinde ekilen tohumların toprağı yararak yarattığı mucizeye, yağmura, rüzgara, olanı olduğu gibi yaşamaya, bir nefesle tekrar tekrar an’a bırakmak işte yaş almış olmanın hediyesi 🦋

elinizi toprağa
kalbinizi sevgiye
göz bebeklerinizi ışıltıya bulayın
🌱🦋✨🌱🧿

hayat bir gün o da işte tam da bugün 🎁


 Dünya’nın doğumu zamansızlığında 🌍

asırlar öncesinde
düşünce düşünmüş
ve
yeryüzüne ilk, çiçekler yerleşmiş 💐
🦋 tek bir dalını suda bekletip köklendirip sonra toprağa emek emek ekilince yaşam doğuyor 🦋
ve tüm bunlar her bir çiçeğin eşsiz zamanında bahşediliyor 🧘‍♀️
bizlere de öyle ☀️
yaşamın yolculuğunda sadece bize ait eşsiz zamanlarda geliyor hediyeleri 🎁 bize de bahşedileni kalbimize dolu dolu almak kalıyor ✨ iyi ki 🦋✨🧿

 


bahar geldiğinde mi ben böyle olurum

yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
🌱
“Kendine Gel”
Hayatıma damga vuran bir not idi sevgili hocam Pemaji’den gelen 🦋
Hayatın dualitesinin içinden bugün zıplayan iki hal var ☯️ “kabul vermek” vs “isyan etmek” 🦋 kabul vermek olanı olduğu gibi; kendini taaammm da neredeysen o eşsiz noktada, durumda, halde sarıp sarmalamak 🐛 en tırtıl ; en kelebek 🦋 halinle ❤️ isyan etmek ise hayatın alışında nehrin tam tersine kürek çekmeye dair nafile, yorucu, tüketici bir çaba 🤷‍♀️ her ikisinin de yaratımlarının farkında olmak ne büyük hediye 🎁
Bu sabah hava duru duru missss; o yüzden renklere bulanmak; hem kendinin hem de etrafındaki herkesin eşsizliğine değerle kalbini ısıtmak; doğanın uyanışıyla bir olmak; ağaç kovuğuna da yeri gelmişken misss kokulu günaydın göndermek şahane de bir fikir ☀️
g ü n a y d ı n 🦋✨
🤸‍♀️
sabah yogamızın asanası #padahastasana ❤️ idi... tüm enerjinin tüm bedende dolaşımına ait hissiyatlar, sabırla biraz daha ve daha #yoginidiary 🤸‍♀️

 

yerinde duramayanlar 💃
yeni ve yepyeni bir hafta 🌱
sabahın ışıkları henüz gelmeden başlayan gün 🧘‍♀️ içimde pır pır haller 🦋 ayaklarım yerde sağlam 😉
bugün evden çalışırım dediğim bir günde daha kendimi eennn erkenden ofise atma hallerim 👩‍💼
🌱hadi güzel bir nefes alalım sonra da salalımmmm ☀️
sabah Güneş’e selam edilen #suryanamaskar an’ın ışığını güne taşıyalım 🤸‍♀️
beyaz, bembeyaz açan orkidelere de öpücüğü konduralım 🤍
yaşamın hediyelerini gözlerde pırıltı karşılayalımmm 👩‍❤️‍💋‍👨

Hadi bir hesap yapalım beraber. İster misiniz?  Merak ediyorum... tıpkı yolunu kaybetmiş, ancak kaybolduğunun farkında olmayan bir çocuk gib...