10 Temmuz 2021 Cumartesi


Kendime Not   

Doğum denilen mucizenin içinden çıktığındaki hallerini milat almak da sana bağlı. Yer yüzü ile kavuşmadan önce kendi kontratının mucidi olduğuna inanmak da. Ben biraz kendi kendime konuşmak ve şu andaki Burçak'tan asırlar önceki hallerime, atalarımdan getirdiğim mirasın yansımalarına, sözleşmelerime, dünyadaki yolculuğumdaki ama renkahenk ama siyah beyaz sepet örgülerime bakmak istedim.   

Kendi kendine konuşana "deli" derlermiş. Ortalıkta bir delilik varsa işte tam da orada "özgürlük" vardır. Tam da bu nedenle kalemimden dökülen tüm kelimeler kendi kendime konuşma halleri; kendi kendime notlar.   

Bu yolculuğa çıkmama sebepleri sıralasam, şöyle hokkalı bir sofra ya da sessizliğin en derin halleri belki de yardımcı olabilir. Bu yolculuğa çıkma sebebim, öncelikle "e hadi yaz kızım" diyen Babam desem; katkısı olduğu kesin ama sebep mi? bilmem... Bir sabahın yine en köründe uyandığımda ya da kendime göre gecenin karanlığında, köşede duran çerçevenin içindeki çocukluktan kalma karenin aslında ta kendisi bu satırların ifade bulma haline sebep.   

Senelerce kendi çocukluk fotoğrafına "çirkin" olduğu inancıyla bakamayan görece "yetişkin" olan varlığının gözlerini içine açması. İçinde ne ise dışına onu aktarması. Kimse alınmasın yine, her şey benden bana not; kendi kendime konuşma hallerim. 

Kimseye bilmişlik taslamaya ne niyetim ne de isteğim var... Henüz kendimi keşfetme yolundayken; her bir nefesimde başka duyguları misafir ederken; hala şaşkınlık içindeyken, hala kendi içimden geçmemişken; hala başı sona bağlamamışken kime ne denir ki zaten... 

Hem, bir can her dem kendi yolunun yolcusu iken, eşsizliğinin hediyeleri ile dünyada; yaşamda salınırken, hem bir başkasının hikayesinin başrol oyuncusu sadece yine o bir başkasıyken lafı uzatmaya ne hacet...  

Dünya bir yanda dönerken, kendi içinde ve kendine doğru dönen dünyanın anlamı gibi soruların içinde döneleme halleri içinde yine döneyim bu satırların ifade bulma haline sebebe. Başında örgü bir bere, henüz yaşı ya var ya yok... annesinin eli başının üzerinde, alt dudağını sıkıştırmış üsttekine, karşısına konumlanmış deklanşöre şaşkınca bakmış. Yanaklar neredeyse arkadan görülecek kadar tombik, mekân ise piknik alanı gibi ve annesi belki de su içirme çabasında.   

Bu kare masamın muhtelif köşelerinde 2004 yılından bu yana benimle... hiç bu kadar çok da sohbette olmamıştık...   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Tarihlerin de bir önemi yok aslında zamanın da…  Evvel zaman içinde kalbur saman içinde insanlar öncelikle duvarlara yazarak kendilerini anl...